29 Ocak 2012 Pazar

Asil Bir İçecek Olarak: Rakı

  Henüz yaşım, yolun yarısında bile değil. Bu yüzden bu hassas konuda haddimi biliyorum ve eleştirilere en baştan hak verip, önünüzde saygıyla eğiliyorum.


Rakı Güzeldir, Kıymetini Bilin
  Yazıya bu vurucu cümleyle başlamak istiyorum sevgili dostlar. Beğenmeyen kişi ya hiç içmemiştir rakıyı, ya yanlış şekilde içmiştir ya da yeterli ağız tadına ulaşamamıştır henüz. Yine de rakı içmeyen genç bünyelerden işittiğim, "çok içmek istiyorum ama..." ile başlayan cümleleri duymak sevindirici. Kimse yanlış anlamasın, kastım alkolün güzel bir şey olduğunu anlatmak değil asla ama içen varsa da asil olanı, doğru olanı, hakeden içkiyi içsin. Tüm çabam bundan ibarettir.

Diğer Alkollülerle Karıştırmayın
  Az önce belirttiğim gibi rakı asil bir içecektir. ona hakkını vermek gerekir. Rakının olduğu masada vodka- vişne ya da malibu gibi "light" içecekler içmek ayıpların en büyüğüdür.
  Rakı uzun bir tarihe ve zorlu bir yapım sürecine sahiptir. Sadece bu yüzden bile saygıyı hak eder. Onunla aynı masada iken biraz daha batılı takılan kesim "kaliteli sek bir viski", çoluk çocuk kesimi ise "Türk birası" içebilir. Bunların dışındaki alkollü içeceklerin tüketilmesi hoş karşılanmaz, karşılanamaz.


Muhabbet olmadan rakı olmaz
  Rakının bir numaralı ve olmazsa olmaz mezesidir muhabbet. Bir dost, yılla+
dır görmediğiniz bir kafa dengi, ya da sevgili masanın karşısında oturmadıkça masada, kadehler tokuşmadıkça ne anlamı var rakı içmenin. İşte rakı bu yüzden özeldir. Eş dost olmadan, tek başına içilmeyen tek içkidir. Masada tek bir kişi varsa ağır konular konuşulur. Efkarlanılır. Masa kalabalıksa neşeli, gırgırlı, şamatalı muhabbbetler masadan eksik edilmez. Bir yeni rakı reklamı da muhabbet konusunu güzel özetliyor, insanı hüzünlendiriyor:


Sofra çok önemlidir
  Evet 1 numaralı meze muhabbet ama 2 numara da çok elzem, o da sofra. Efendim rakı dediğimiz içecek öyle adi içecekler gibi sadece fındık fıstıkla ya da patates cipsiyle içilmez, mide bulandırır. Rakı eğer evde içilecekse sofrası kurulmaya sabahtan başlanır. Humus için nohutların kabukları soyulurken, haydari için süzme yoğurt arayışına girilir. En güzel, yağlı ve sert beyaz peynir tek tek tadılarak satın alınır. Meyvesi, sebzesi göz zevkini de okşayacak şekilde ince ince doğranır. Bulunabilirse taze balık, bulunamazsa kırmızı et güzelce hazırlanır. Hele mangal yakmak münkünse değmeyin keyfe. Belki güzel bir manzara da bulunur işte o an,  zamanın durduğu keyifin konuştuğu vakittir.


Rakı suyla ya da sek içilir
  Görüyoruz duyuyoruz rakıya onu bunu karıştıranları. Yanlış efendim yanlış. Nedeni ise şu şekilde. Rakıya katılacak seyrelticinin rakının aromasını bastırmayacak, rengini bozmayacak, kısacası rakıdan baskın olmayacak bir sıvı olması gerekir ki rakı, rakı olsun. Bu özellik sadece suda mevcuttur.
 Öyle yumuşak içimlidir ki meret, her katkıdan etkilenir, her katkı öyle ya da böyle tadını bozar. Azıcık şalgam damlatsak ya da maden suyunu boca etsek gibi eylemler içime zarar verecektir. Böyle içileceğine hiç içmemek uygundur.


Şartlardan biri de kaliteli müzik
  Bu cümle yanlış anlaşılmasın. Ortalıkta süper bir geyik yada seviyeli bir sohbet dönüyorsa illa ki müzik elzem değildir elbette. Ancak eğer bir müzik dinleme ihtiyacı ortaya çıktıysa,  işte o müzik kesinlikle masaya yakışır kalitede ve güzellikte olmalıdır demek istiyorum. İlk tercih tabi ki canlı müzik olmadır. Masa masa gezen bir fasıl ekibi ya da kumsalda çalıp söyleyen gitarcı ergen çocuklar güzel tercih olabilir. Eğer canlı müzik imkanı yoksa o zaman da tabiri caizse "kafa patlatacak" müzikler yerine daha iyi seçimler yapılmalıdır. Güzel bir Türk Sanat Müziği albümü ne de güzel gider. Müzeyyen Senar ablamızın "Duydum ki Unutmuşsun" derken etrafa saçtığı mükemmel ezgi masaya kalite ve efkar katar. Türküler de duruma göre uygundur. Daha hafif ortamlarda ise yerli soft rock parçalar ya da 70ler - 80ler - 90lar yabancı sözlü hafif pop müzik iyi bir alternatif olabilir. İhmal etmeyiniz. Bakınız konuyla ilgili bir yeni rakı reklamı daha:


Racona saygılı olalım
  Her asil iş gibi rakının da kendine özgü bir raconu vardır. Mümkün mertebe özen göstermek gerekir. Bir kere rakı masasında büyüğe saygı esastır. Konuşan üstadın sözü kesilmez, çok bağırılmaz. Yavaş yavaş içilir, içerken tadına varılır. Lezzeti genizde hissedilir bu yüzden, aslan sütü genizden ne kadar ağır akarsa aşağıya o kadar makbuldür. Rakıseverler " rakı masasında zürafa olmak" deyimini sık sık dillendirmektedirler. Ayrıca rakının bir gece içkisi olduğunu da vurgulamadan geçmeyelim.


Kadeh Tokuşturmak
  Bir kere rakı kadehi her dakika tokuşturulmaz. Masanın açılışında "Hoşgeldiniz" anlamında bir kez tokuşturulur, daha sonra masaya katılımlar olduğunda tokuşturmalar devam eder. Ancak gecenin sonuna kadar asla kadeh tokuşturulmaz diye bir varsayım döğru değildir. Yeterli vakit geçtiğinde, muhabbet çok tıkandığında, yeni bir başlangıç için ya da özel bir durumu anmak için pek tabi tekrarlanabilir ama abartılmaz. Kadeh tokuştururken alttan almak en büyük saygıdır. Bu karşındakinin üstadlığını kabul etmek anlamına gelir. Karşı taraf da asaletinden dolayı alttan almaya çalışırsa kadehlerin dipleri tokuşmuş olur ve geceye güzel bir başlangıç yapılır. Sonraki hamlede ise kadeh ağıza götürülmeden dibi masaya vurulur ki, masada bulunmayan dostlar da anılmış, onların yerine de içilmiş olsun.


"En güzel rakı en son içilen rakıdır"
  Rakının lezzeti ve insana verdiği haz içildikçe ve tecrübeyle doğru orantılı olarak artar. Bu yüzden üstadlar hep insanın içeceği en güzel rakının ömrün en sonunda içilen rakı olduğunu belirtmektedirler. Saygı duyulası bu durum ne yazık ki diğer içecekler için geçerli değildir. Bunun en güzel örneği üstad Aydın Boysan'dır. Bakın yılların tecrübesi ne kadar da güzel anlatıyor:


  Derin saygı ve hürmetlerle şerefinize...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...